Lisans eğitimini, Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi İletişim Tasarımı bölümünde ikincilikle tamamlayan 25 yaşındaki Selva Özkal, şu anda Yıldız Teknik Üniversitesi İnteraktif Medya Tasarımı bölümünde yüksek lisans eğitiminin tez dönemindedir.
Mesleğinin ilk adımlarını Milli Saraylar İslam Medeniyetleri Müzesi’nin yapım aşamasında asistan tasarımcı olarak atan Özkal, bir buçuk senedir özel bir projede koordinatörlük yapıyor; aynı zamanda sosyal medyada içerik üretiyor. Sanatla iç içe olmayı çok sevdiğini belirten Özkal, sinema ile de yakından ilgileniyor. Kolaj sanatıyla da ilgilenen Özkal, aktif olarak kolaj atölyeleri vermektedir.
İletişim tasarımı okumak, özel hayatınıza ve kariyerinize hangi açılardan etkisi oldu?
Öncelikle bölümüm bana bir bakış açısı kazandırdı. Aldığım eğitimle dikkatimi çeken problemlere daha farklı çözümler üretebildiğimi fark ediyorum. Tabiki bu çözümleri üretirken izlediğim yollar da değişti, okulda bize çözüme giden yolda uygulayabileceğimiz teknikleri oldukça detaylı bir şekilde açıklıyorlardı. Bu bölümü okumuş olmanın kariyerim üzerindeki etkisi tabiki çok büyük. Kendi içerisinde çok geniş alanlara dağılan bir bölüm olduğu için, çalıştığım ve ilgilendiğim alanlarda bana fazlasıyla yol gösterdi.
Kolaj çalışmalarına nasıl başladınız? Kolaj çalışmalarınızı yaparken bir tema oluyor mu yoksa o an hissettiklerinize göre mi yönlendiriyorsunuz çalışmanızı?
Kolaj çalışmaları yapma sürecim oldukça eskiye dayanıyor. Küçüklüğümde hoşuma giden parçaları biriktirmeyi ve defterime yapıştırmayı çok severdim. Aynı şekilde anıları kaydetmek için de bu yola başvururdum. Büyüdükçe bu isteğimi daha estetik bir biçimde gerçekleştirmeye başladım ve ortaya kolaj çalışmalarım çıktı.
Kolaj çalışmalarımı yaparken genelde aklımda bir tema olmuyor fakat ara sıra mesela Filistin olayları gibi belli bir amaca yönelik kolajlar yaptığım da oluyor. Onların dışında yaptığım çalışmada uyuma çok dikkat ediyorum ve geri kalanında hislerim beni yönlendiriyor.
YouTube ve sosyal medyaya başlama, yükselme serüveninizi anlatabilir misiniz? Bu süreçte nasıl tecrübeler edindiniz?
Sosyal medyaya içerik üreticisi olarak ilk adımımı 2014 yılında bir Instagram hesabı açarak attım. Öncesinde çektiğim fotoğrafları çeşitli bloglarda yayınlıyordum; ancak günümüzde görüldüğü gibi bloglar, Instagram’ın yerini tutamadı. Instagram’daki ilk içeriklerim o sırada bulunduğum yurt dışı seyahatlerim hakkındaydı.
Sonrasında çektiğim fotoğraflara yönelik paylaşımlar yapmaya başladım. Paylaşım yapıp kendi zevklerime yakın kişileri takip ettikçe daha fazla kişiye ulaştım. Bu durum günden güne arttı ve hala daha artmakta diyebilirim.
Fotoğrafın yanında asıl üretmekten zevk aldığım alan, video içeriği olunca bir YouTube kanalı açmaya karar verdim. YouTube’da bir kitleye ulaşmak başlangıçta Instagram’dan daha zor oluyor; bu bilinen bir kural. Ben de içeriklerimi arttırdıkça ve güncelledikçe yeni aboneler kazandım. Bu süreçte edindiğim en iyi tecrübe içerik üretirken başkalarıyla değil sadece kendimle yarışmanın ne kadar önemli olduğunu öğrenmek oldu.
Bir ay önce ne yaptıysak, diğer ay hedef olarak onun üzerine bir şeyler katmanın ve katabildiysek bunu başarı olarak görmenin kendimizi geliştirdiğini çok iyi anladım. Bu sadece sosyal medyada değil tüm hayatımız için geçerli.

Sosyal medyayada paylaşım yaparken dikkat ettiğiniz hususlar var mı?
Ben sosyal medyada paylaşım yaparken o paylaşımın kaliteli olmasına ve anlık trendlere uymasındansa özgün bir içerik olmasına daha çok önem veriyorum. Paylaşımlarımı gören kişilerin güzel şeyler hissetmesi beni çok mutlu ediyor.
Geniş bir takipçi kitlesine sahip olmanın avantaj ve dezavantajlarından bahsedebilir misiniz?
Dezavantajlardan bahsetmek gerekirse, sosyal medyada eğer paylaşımlarınızı gören kişi sayısı tanıdığınız kişileri aşıyorsa, her türlü yoruma açık olmanız ve bu yorumları çok benimsememeniz gerekebiliyor. Çünkü internet ortamı gerçekten çok karma bir ortam ve fiziksel olarak kimse kimseyi görmediği için istediğini ölçmeden söyleme hakkına sahip olduğunu düşünen insan sayısı maalesef çok fazla. Bu sebeple bazı tepkilere aldırış etmemek en iyisi.
Avantajlara gelirsek ki benim için bu kısım daha ağır basıyor; öncelikle yeni insanlarla tanışma olasılığı çok yüksek ve sosyalleşmek birçok açıdan avantajlı bir durum. Bunun yanında insanların emeğinizi takdir etmesi gerçekten çok güzel bir his. Son olarak sosyal medya beni üretmek ve paylaşmak konusunda motive ediyor.

İçerik üreticisi olmak isteyenlere ne tavsiye verirsiniz?
İçerik üreticisi olmak isteyenlere öncelikle üretmekten zevk aldıkları ve devamını getireceklerine inandıkları konularda içerik üretmelerini tavsiye ederim. Bunun yanında içeriklerinin kaliteli olmasına dikkat etmelerini ve içerik istatistiklerini analiz ederek kendilerini geliştirmeye gayret etmelerini öneririm.
Bu süreçte keşkeleriniz ve iyi ki’leriniz oldu mu?
Ben üretim sürecimi göz önüne aldığımda keşkelerimden biri önceki yıllarda istatistik analizimi daha iyi yapabilmiş olmak. İyi ki’lerim arasında en ağır basan konu ise paylaşmayı hiç bırakmamış olmak sanırım. Çünkü günün sonunda biz farkında olmasak da paylaştıklarımız birilerine ulaşıyor ve bambaşka hislere yol açabiliyoruz.