Skip to main content

Marmara Üniversitesi iktisat bölümü mezunu Semra Rifai; üniversite yıllarında Türkiye Basketbol Federasyonu’na bağlı olarak “Masa Hakemi” görevinde bulundu. 2012 yılında üç ay boyunca HSBC Bankası’nın genel müdürlüğünde “Yasal Takip ve Operasyon” biriminde stajyer olarak çalıştı.

2014 yılında mezun olduktan sonra; faizsiz bankacılık modelini kendisine daha uygun bulduğu için Albaraka Türk Katılım Bankasında işe başladı. Krediler Operasyon Biriminde 3,5 sene boyunca Leasing yetkilisi olan Rifai, dört sene sonra görevini bırakarak 2021 yılında dijital pazarlama dünyasına ilk adımını attı. Bir buçuk senedir Optimic Yazılım ve Danışmanlık firmasında, Dijital Pazarlama Uzmanı olarak çalışıyor.

Basketbol hakemliği döneminizden bahsedebilir misiniz? Maçlar sırasında yaşadığınız ilginç bir olay oldu mu?

2010-2015 seneleri boyunca aktif olarak Masa Hakemliği yaptım. Basketbol 1. Lig, Euroleague, ve Dünya Kadınlar Şampiyonası da dahil olmak bir çok önemli maçta görev aldım. Bu beş senenin bana kattığı şey gerçekten çok fazladır.

En başta özgüven sağladı diyebilirim. Çok seviyeli bir bir camiada yer aldım, güzel dostluklar kurdum. Ünlü basketbolcular, antrenörler ve hakemler ile tanışma fırsatım oldu. Desteklediğim takımın maçlarını da en önden izlemiş oldum, tabi profesyonelce.

Televizyonda canlı olarak yayınlanan her maç bizler için çok kritik oluyordu. Haliyle en ilginç anım da yine canlı yayında, ünlü bir Yunan hakem ile bir konuda birbirimizi anlamaya çalışırken, kavga eder gibi görünmemizdi.

Kurumsal çalışma ortamı ile freelance çalışma ortamları arasında sizin için en büyük farklar neler oldu? Olumlu ya da olumsuz yanlarından bahsedebilir misiniz?

Yapı olarak kurumsal hayatın çizmiş olduğu çerçeveyi her zaman sevmişimdir. Yaşadığınız sorun her ne ise danışacağınız birim bellidir, terfi modeli bellidir, zam oranı bellidir, yan haklarınız vardır. Bu düzeni seven biriyim. 2018 yılında kendi kızımıza bakmak için işimden ayrılsam da 2021 yılında freelance olarak geri döndüm iş hayatına. Freelancer olarak çalışmanın da avantajları şöyle;

  • Anne olduğum için, kızımızla geçirdiğim süre kurumsal hayattan çok daha fazla. Bu beni duygusal olarak yıpratmadı.
  • Her yerde çalışma ortamı oluşturmak da bağımsızlık hissi yaratıyor.
  • Saat olarak belirli sınırlar içinde kalmamak da yeni deneyimlediğim bir durum. Kurumsal hayatta hafta içi yapacağınız her hangi bir iş için (özellikle doktor randevuları gibi) izin almak, yoğun zamanlarda sorunlara yol açabiliyordu. Şu an bu tarz konularda daha dengeli bir hayat sürüyorum. O açıdan memnunum.

Zaten 3 yıl sonra iş hayatına döndüğümde kurumsal hayatın sınırları beni eskisi kadar mutlu eder miydi orası da tartışılır.

Dijital pazarlama sektörünün hangi alanında çalışıyorsunuz? Mesleğinizden bahsedebilir misiniz?

Dijital Pazarlamanın daha çok ölçümleme tarafında çalışıyorum. Temelde yaptığım iş bir web sitesine veya bir mobil uygulamaya kullanıcıların hangi trafik kaynağından geldiğini, sitede ne gibi aksiyonları alıp almadıklarını, hangi hedefleri gerçekleştirip gerçekleştirmediklerini analiz edip, raporlamaktır.

Bu işin entegrasyon boyutu da var; dolayısıyla önce kodları yerleştirerek sürece başlıyoruz. Sonrasında gelen verileri analiz ediyor, müşterinin ihtiyaçlarına göre rapor oluşturup paylaşıyoruz. Böylelikle müşterimizin var olan sitesini daha iyi anlamasına ve ileride daha doğru aksiyonlar alıp müşteri kazanmasına yardımcı oluyoruz.

Yabancı müşterileriniz ile Türk müşterilerinizin  çalışma şekillerinde bir farklılık var mı? Yabancı müşterilerinizle kurduğunuz iletişimden bahsedebilir misiniz?

Şunu söyleyebilirim ki yaptığımız işte teknik kısımların payı yüksek olduğu için bir sorun olduğunda ya da bir şekilde yaptığımız/yapacağımız şeyleri anlatmaya çalıştığımızda bunu Türkçe olarak ifade etmek çok daha kolay. Şimdi karşımda Türk olsaydı bu durumu izah etmek daha kısa sürebilirdi diyorum.

Ancak müşteri profili olarak bakarsak, genel olarak Türk insanı daha duygusal bir yapıya sahip. Bu da çalışma tarzlarına da yansıyor. Yapılan işe, atılan maile daha duygusal bakıp profesyonelce davranmayabiliyorlar. O anlamda da yabancı müşteriler ile çalıştığımızda çoğu zaman sürecin daha sağlıklı ilerlediğini görüyorum. Anlayışları biraz daha yüksek. 

Bu sektöre yeni girecekler için vermek istediğiniz tavsiyeler var mı?

Sektör çok yeni, çok dinamik! Kapsamlı, yeniliklere açık ve gelişmeye çok müsait. Bugün elimizin altında olan bir araç yarın kendini güncelleyebiliyor. Ya da bugün dijital dünyaya öyle kurallar geliyor ki danışmanlık hizmeti almanın önemi artıyor. Dolayısıyla bu sektördeki uzmanlara ihtiyaç da artıyor. Ben mezun olduğumda sektöre çok uzaktım ama aynı zaman nasıl geliştiğinin de farkındaydım.

Şöyle ki bankacılık sektörü bile dijital dünyaya ayak uydurmak için köklü adımlar atmaya başlamıştı. Dijital dönüşüm projeleri konuşuluyor, iş (data) analistleri devreye giriyordu. Pandemi süreciyle de bu adımlar her alanda çok hızlı bir şekilde atıldı. Dolayısıyla kendine bu alanda yol çizenler için çok çeşitli kapılar olduğunu söyleyebilirim. Ancak bu iş her zaman olduğu gibi eğitim ile başlıyor.

Ben işe başlamadan önce altı haftalık bir “Dijital Pazarlama Uzmanlığı” eğitimi aldım. Temel bilgileri öğrenmek açısından çok faydalı oldu.

Bir de bu sektörde kullandığımız araçlar, bilgi edindiğimiz çoğu doküman İngilizce olduğu için yabancı dil gerekli değil, şart! Takipte kalınmalı, araştırmalı, çokça öğrenmeli ve pratik yapılmalı.